Gezdiniz tozdunuz, dalgalandınız duruldunuz. Artık mutlu bir yuva kurup, nasipse çoluk çocuğa karışma vaktinin geldiğine karar verdiniz. Biyolojik saatinizin tik tak sesi kulaklarınızı tırmalamaya başladı. Mevcut ilişkiniz de fena gitmiyor, adını koyma yolundaki imalarınıza kayıtsız değil. Belli ki o da “ciddi” düşünüyor (evlilik düşünmeyen insanları ciddiyetsizlikle yaftalamaktan ne zaman vazgeçeriz acaba?). Sevdiceğiniz evlilik teklifi planlarına başladı bile. Ufaktan hissediyorsunuz. Amacınıza ulaşmanın verdiği zafer sarhoşluğundan sıyrılıp bir durum değerlendirmesi yapmanın tam sırası. Amaç “evlenmek” değil “doğru kişiyle evlenmek” olmalı. Evlilik hedefine aşırı odaklanmış ve bu yüzden gerçekleri görmüyor olabilirsiniz. İşte evlenmeden önce kendinize mutlaka sormanız gereken 8 soru…
1) Muhabbetiniz ne durumda?
Baş başa kaldığınız sohbet edecek konular bulabiliyor musunuz yoksa dizi maratonu yapmak zorunda mı kalıyorsunuz? En son ne zaman saatlerce sohbet ettiniz? Birbirleri ile konuşacak konusu, anlatacak şeyi olmayan insanların değil evlilik, ilişki yürütebildiği görülmemiştir.
2) Seks uyumunuz nasıl?
Belli bir süredir birlikteyseniz tutku dolu gecelerde alevler içinde sevişmeniz elbette beklenemez. Ancak karşılıklı uyumunuza dikkat edin. Nelerden hoşlandığınızı biliyor ve bildiklerini uyguluyor mu? Mekanik bir seks hayatı her iki taraf için de evlilikte bir buhran haline dönüşür. İster istemez daha fazla tatmin olma ihtimali cezbetmeye başlar.
3) İşler yolunda gitmez de boşanmanız gerekirse tutumu ne olur?
Elbette kimse boşanmak için evlenmez. Ancak özellikle içinde bulunduğumuz çağda boşanmalar da evlilikler kadar rutin bir hal aldı. Boşanmalarda ortaya çıkan çirkin yüzlerin hepimiz farkındayız. Karşınızdaki erkeğin tartışmalarda takındığı tutum, gösterdiği tepkilerden boşanma durumunda neler yapabileceği ile ilgili fikir sahibi olabilirsiniz. İpuçlarını göz ardı etmeyin.
4) Hedeflerinizi ve kaygılarınızı önemsiyor mu?
Eşiniz olacak kişinin sizin hayattaki hedeflerinizi desteklemesi, yaşadığınız sorunları benimseyip çözüm üretmenize yardımcı olması çok önemlidir. İş yerinde yaşadığınız kötü bir günü de başardığınız bir projeyi de anlatmak isteyeceğiniz ilk kişi eşiniz olmalıdır. Size böyle hissettirmiyorsa muhtemelen yanlış kişidir.
5 ) Ortak hobileriniz var mı?
Bireysel hayatlarınızı devam ettirebilmeniz kadar bazı zevkleri paylaşmanız gerekiyor. Sizin sevdiğiniz her şeyi sevmek zorunda değil, siz de aynı şekilde. Ancak birlikte yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler olmalı. Kitap okumaktan, rüzgar sörfüne kadar herhangi bir şey olabilir.
6) Güveniyor musunuz?
Sadece sizin ona güveniniz değil, onun size güveni de önemli. Daha önce güveninizi sarsacak bir şey yapmış kişi ile evlilik gibi uzun bir yola girmemenizi tavsiye ederiz. Geçmişte yapılmış bir hata yoksa bile içinizi bulandıran, sizi şüpheye düşüren hareketleri varsa kararınızı bir daha değerlendirin. Birbirine güvenmeyen insanlar hayatı birbirlerine zindan edecektir. Böyle bir kabusa mahkum olmak istemezsiniz.
7) Saygı var mı?
Evlenmeyi düşündüğünüze göre aşk ve sevgi mutlaka vardır. Peki karşınızdaki adama birey olarak saygı duyuyor ve onu yeterince saygın görüyor musunuz? Mesela onu sokamayacağınız, yanınızda götüremeyeceğiniz ortamlar var mı? Birlikte olmaktan gurur duyacağınız bir adamla hayatınızı birleştirdiğinizden emin olun.
8) Kötü günlerde yanımda olur mu?
Paylaşılacak olan bir ömür için yola çıkılıyorsa illa ki kötü günler de olacaktır. Karşınıza çıkabilecek dramatik zorluklarda sizin için her şeyi yapmaya hazır mı? Ya siz hazır mısınız? Hasta olduğunuzda size nasıl davrandığını düşünün. O hasta olduğunda onunla ilgilenmek size yük gibi geldi mi yoksa içtenlikle mi yaptınız? Evliliklerde bir süre sonra aşk başrolden çekilir, yerini merhamet ve özen ile doldurabiliyor olmalısınız.