Doğu Asya’nın göz kamaştırıcı ada ülkesi Japonya… Ülkenin adının anlamı ise oldukça havalı: “Doğan Güneşin Ülkesi” . 126 milyonluk nüfusun %98’inin Japon olduğu tahmin ediliyor. Bu nedenle de kültürlerine sıkı sıkı bağlı olan Japonların en şaşırtıcı ritüel ve inanışlarını listeledik.
#1 Ayakkabı Sadece Sokakta Giyilir
Japon halkı da bizim gibi evlerine asla ayakkabı ile girmezler. Bizim kültürümüzden farkları ise bazı bölgelerdeki restoran, mağaza ve elbette dini tapınaklara girerken de ayakkabılarını çıkarıyor olmaları. Bu nedenle Japonya’ya yolunuz düştüğünde gireceğiniz yerin kapısına göz atmayı unutmayın; girişte ayakkabılar varsa sizin de çıkarmanız gerekecektir. Bazı mekanlarda ayakkabınızı çıkardıktan sonra giyebilmeniz için terlikler de görebilirsiniz.
#2 Yol Hediyesi
Omiyage adı verilen bir kavram; yolculuktan gelen kişinin getirmesi beklenen hediye anlamına gelir. Ancak bu hediyelik eşya mola verilen tesislerde gördüğümüz “canım yengem” işlemeli bir havlu ya da başka bir obje olamaz. Omiyage sadece yiyecek olabilir. Bir nevi bizim yolculuk vazgeçilmezimiz olan pişmaniye gibi. Omiyageler her bölgeye özgü tatlardan oluşuyor ve gösterişli paketlerde satılıyor. Dolayısıyla Japonya’ya iş seyahatine giderken Türk lezzetlerinden bir paket yaptırmanız hoş bir jest olacaktır.
#3 Ağzındakini Bitir Öyle Yürü
Yürürken yemek yemek ya da bir şeyler içmek oldukça kaba bir davranış olarak algılanacaktır. Bu hareketi yaptığınızda herhangi bir tepki almayabilirsiniz ya da bir müdahale görmezsiniz. Ancak kaba, bayağı ve görgüsüz bir insan olarak kategorilendirilsiniz.
#4 Bardağın Dolu Kısmı
Japonlar için boş bardak doldurulması elzem bir objedir. İçeceğiniz her ne olursa olsun dibini görmeyen sevmeyen sevdiğini görmesin edasıyla kafaya dikerseniz anında yenisi doldurulur. Bu durum restoranlarda da misafirliğe gittiğiniz evde de geçerli olacaktır. Daha fazla içecek istemiyorsanız bardağınızın dibinde biraz bırakmanız gerekir. Hele söz konusu alkolse insanların yanında sarhoş olup kendinizi rezil etmemeniz için değerli bir bilgi, not edin.
#5 Özür Dileme Sanatı
Aslında bu ritüel özür dilemenin de ötesinde derin bir pişmanlık içinde olunduğunun ifadesidir. Yaptığı bir hatadan dolayı pişmanlık yaşayan kişi ister erkek ister kadın olsun saçlarını kazıtarak bu pişmanlığını sergiler. İnsana duyulan yüksek saygı miktarı nedeniyle özür dilemek Japonya’da zaten çok yaygın bir davranış.
#6 Konu Pandemi Değil Kültür
Pandemiden bağımsız olarak Japonlarda tanışma esnasında temasa yer yoktur. Kültürlerin gereğince tanışma esnasında tokalaşılmaz, hafifçe öne eğilerek saygı dolu bir selamlama yapılır. Özellikle iş gezilerinizde elinizin havada kalmaması için akılda tutmakta fayda var.
#7 Dans Yasağı
Japonya’da 2015 senesinde kadar gece yarısından sonra herhangi bir yerde dans etmek yasaklanmıştır. Hükümet bu yasağı 2015 senesinde kaldırdı. Söz konusu yasağın nedeni fuhuşla mücadele olarak açıklanıyordu. Dansı yasaklamanın bu konuda bir etkisinin kalmadığını, kafasına koyanın her şekilde yaptığını anlayan Japon Hükümeti sonunda yasağı kaldırdı ve gece kulüpleri rahat bir nefes aldı.
#8 Azıcık İçim Geçmiş
Japonya’da iş yerinde çalışırken gönül rahatlığında kestirebilirsiniz. Çalışma ortamında uyuyakalmak tamamen normal karşılanmanın ötesinde tavsiye de edilen bir alışkanlıktır. 30 dakikalık uyku molalarının çalışanın odaklanmasını kolaylaştırdığına; dolayısıyla da performansını arttırdığına inanılır. Ofiste uyuyan bir çalışanın çok çalışmış olduğu varsayılır.
#9 Sınıf Temizliği Dersi
Okullarda temizlik görevlisi istihdam edilmez. Japon öğrenciler, öğle arasında ve gün sonunda dönüşümlü olarak sınıflarını ve okullarındaki çeşitli genel alanları öğretmenleri ile birlikte temizlerler. En küçük sınıfların bile dahil edildiği bu temizlik aktivitesinde büyük sınıflar küçüklere işi öğretiyor. Bu şekilde sorumluluk ve yardımlaşma bilinci genç yaşta kazandırılıyor. Sınıfını temizleyerek büyüyen bir birey ileride yere çöp atmıyor tabi ki.
#10 Ağla Yavrum Ağla
Japonya’da bol bol ağlayan bebeğin büyüdüğünde hiç ağlamayacağına ve çok sağlıklı bir yaşam süreceğine inanılıyor. Bebek ağlatma festivali bile var. Bu festivalde sumo güreşçilerinin kucaklarına verilen bebekler ağlama konusunda birbiriyle yarıştırılıyor. Bebek ağlamasının ne kadar gürültülü olursa kötü ruhları o kadar etkili şekilde kaçıracağına inanılıyor. Avaz avaz ağlayan bebeğin yanında kim kaçmaz ki zaten?
